Kendinize Ait Bir Hobiniz Olsun

Ağustos 20, 2018

Yazan: Şehitnur KÜRÜM / Uzm. Klinik Psikolog

Flaubert’in papağanı kitabıyla tanınan meşhur İngiliz yazar Julian Barnes, Mutfaktaki Tarifbaz adlı kitabında sahip olduğu yemek tarifi kitapları ve onların içindeki tariflerle olan ilişkisini anlatır. Kendisini bir tarifbaz olarak tanımlayan yazar, kitapta gastromonik tatlar arar, yer yer ünlü aşçıların tariflerini sorgular, bu tarifler arasından ilgisini çekenleri kendisi, eşi ve konukları için pişirme deneyimlerini aktarır. Bu yaşadıklarını paylaşarak kendine ait olan hobisini okuyucularına açmış olur. Julian Barnes’in hem böyle bir hobisi olması hem de bunu okura sunması Mutfaktaki Tarifbaz kitabını fazlasıyla ilgi çekici kılar. Kitabı okurken insanın özel bir hobisi olmasının kendisi için ne kadar önemli olabileceği düşüncesi akla gelir. Halk arasında sorulan “hobilerin nedir” sorusu basit görünür, hatta bazen öylesine sorulmuş gibidir. Halbuki hobiler insanın karakterine, hayata bakışına ve yaşamına dair ne çok şey söyler.

Kişinin kendisine ait diyebileceği hobisi aslında onun kişisel ilgi alanını ve merakını yansıtır. Bu nedenle hobi, kişiden kişiye göre farklılık gösterir. Bu, birisi için yazar gibi değişik yemekler denemek ya da yemek kursuna gitmek olabilir. Bir başkası resim gibi bir sanatla ilgilenebilir, seçmiş olduğu sanat dalının kursuna katılabilir. Bedenini harekete geçirmek isteyen biri koşu, fitness, aerobik, yüzme, tenis, badminton, binicilik, pilates, yoga gibi sporları ya da daha maceraperest biri dağcılık, bungee jumping, yamaç paraşütü, trekking, dağ bisikleti, dalgıçlık, kürek, rafting gibi ekstrem sporları deneyebilir. Yeni şeyler öğrenmeye açık biri için bu, farklı alanlarda kurslara gitmek olabilir: yabancı dil, bilgi-teknolojileri, takı tasarımı, ahşap boyama, bahçe bakım kursları gibi. Yazmaya ve okumaya hevesli biri yazarlık ya da kitap okuma atölyelerine katılmayı tercih edebilir. Doğa ve hayvanlara ilgi duyan biri doğa yürüyüşleri/keşifleri yapabilir veya hayvan bakımı ile ilgili çalışmalarda aktif olarak yer alabilir ya da evinde hayvan besleyebilir.

Bu kimi zaman biriyle beraber yaptığınız etkinlik şeklinde de olabilir. Eşinizle, çocuğunuzla, anne-babanızla ya da çok sevdiğiniz bir arkadaşınızla keyif aldığınız bu hobinizi paylaşıp birlikte deneyimleyebilirsiniz. Burada önemli olan üretmek, etrafınızdakiler ama daha da önemlisi kendiniz için ortaya bir şey koymak ya da bizzat o şeyi yapmak, tecrübe etmektir. Gezmek, sinemaya ya da tiyatroya gitmek, dışarıda yemeğe çıkmak veya evde televizyon izlemek üretime değil, tüketime girdiği için hobiler arasına da girmez.

İlgi duyduğu şeyi yaptıkça kişi aslında kendini keşfetmiş olur. Yapmadıkça kendi özünden uzaklaşır. Dolayısıyla kendinize ait bir hobiye sahip olmak kendinize vakit ayırmak yani kendinize odaklanmaktır. Hobiniz için vakit ayırdığınızda aslında “iyi hissetmek” için büyük bir adım atmış olursunuz. Başta kendiniz için olmak üzere bir şey ürettiğinizi gördüğünüzde kendinizi özel ve değerli hissedersiniz. Kendinize değer vermeye başlarsınız.

Tüketimin tersine ancak üretince dönüp kendinize bakarsınız. Kendinize dair farkındalığınız artar: Bedeniniz ve zihninizde neler olup bittiğinin bilincine varırsınız. Sizi rahatsız eden zihninizdeki düşüncelerin ağırlığından ve bedeninizdeki yorgunluktan arınmaya başlarsınız. Hobinizle meşgul olduğunuz anda yorulabilirsiniz evet, ama sonraki gün daha fazla yapma isteği hissedersiniz çünkü bir şeyi yaptıkça yapasınız gelir, yapmadıkça yapmayasınız. Anlık olarak yorulsanız da hayatınızdaki toplam yorgunluk azalır, dinçlik artar. Böylelikle hobiniz vesilesiyle aslında “kendinize iyi gelecek bir dinlenme yolu” bulmuş olursunuz.

Hayatta hiçbir zaman boşluk yoktur, tabiatı gereği insan zihni de boş kalmaz. Bu açıdan bakınca “boş zaman” kavramı bir anlam ifade etmez. Nasıl zihni boş kalamıyorsa insanın zamanı da boş geçemez. Boş zamanında insan mutlaka bir şey yapar, örneğin en basiti oturur ve o anda aklına gelen düşünceler geçer zihninden. “Zamanım çok boş geçti” dendiğinde aslında kişi ya zamanını istediği gibi geçirememiştir ya da kendisi için faydası olmayan işlerle uğraşmıştır. Hobi ise tam tersine “boş geçen zamanları” bereketlendiren, kişi için anlamlı ve faydalı bir meşguliyettir.

Kendiniz için doğru hobiyi bulup yaptığınızda önce kendinize, sonra da olaylara ve etrafınıza bakış açınız genişler. Hayatınızda pratik olmak veya sorunlara çözüm bulma konusunda yaratıcılığınız artar. Kendiniz için iyi bir şey yaptığınızın farkında olursunuz ve kendinize değer verirsiniz, böylelikle hayattan aldığınız keyif de artar. En önemlisi günün sonunda kendinizi sakin ve rahat hissedersiniz. O yüzden kendinizi önemseyin ve size iyi geleceğine inandığınız, karakterinizi yansıttığını düşündüğünüz ve yapmaktan keyif aldığınız hobinize bugünden tezi yok hayatınızda yer verin.

 

Bir Yorum Ekleyin
Duygusal Yeme Nedir?Neden Kadınların Kendilerine Ait Zamana Daha Çok İhtiyaçları Var?

Yorumunuzu Yazabilirsiniz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir