Doğanın İyileştirici Gücü

Nisan 07, 2019

Yazan: Şeyma DEMİRLİKAN / Uzm. Klinik Psikolog

Teknoloji bağımlılığı, yeme bozuklukları, dikkat eksikliği ve kaygı bozuklukları gibi birçok sorun, mevcut yaşam tarzımızın doğadan hızla uzaklaşmasıyla paralel olarak yaygınlaşmaya devam ediyor. Sürekli performans gerektiren hızlı bir temponun içinde yaşayarak doğadan uzaklaşmak bizi kendimizden de uzaklaştırıyor. Yediğimiz yemekten yaşadığımız beton alanlara kadar yaşam koşulları doğal döngünün iyileştirici etkisini yaşamamıza engel oluyor.

Çocukların doğayla teması, doğdukları andan itibaren birçok teknolojik uyarana maruz kalarak, hem yaşam tarzı hem de ebeveynlerin kaygıları nedeniyle giderek azalıyor. Doğadaki Son Çocuk kitabının yazarı Richard Louv, bunu “doğa yoksunluğu sendromu” olarak tanımlıyor. Doğadan uzaklaşma ve doğaya yabancılaşmanın; duyuların daha az kullanılması, dikkat sorunları, fiziksel ve duygusal hastalıkların oranındaki artışını tetiklediğini aktarıyor.

Bu sorunların gelişmesindeki etkenlerden birisi doğadan uzaklaşmak olsa da iyileşmenin yolu da doğadan geçiyor. Aslında sezgisel olarak hep bildiğimiz doğanın iyileştirici gücünü kanıtlar nitelikte bilimsel araştırma sonuçları giderek artmakta. Örneğin, İsveç’te yapılan bir uygulamada hava koşulları ne olursa olsun doğayla teması ve oyunu içeren sistemlerde yer alan çocukların bedensel ve bilişsel gelişimlerinin, sadece kapalı alanda eğitim gören yaşıtlarınınkinden daha ileri olduğunu gösteriyor. Doğada serbest vakit geçirmenin ve bilinçli farkındalık (mindfulness) çalışmalarının Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) için destekleyici (tedavi edici değil!) olduğuna dair bir çok bilimsel çalışma mevcut.

Hastanede doğal alanı gören odalarda tedavi gören hastaların iyileşme hızının daha iyi olduğu; doğal alanı gören ofislerdeki çalışanların stres seviyesini düşürerek verimliliğinin arttığı; yeşil alan gören eğitim ortamlarındaki öğrencilerin dikkat süresinin ise uzadığına dair çalışmalar doğanın önemini gösteriyor. Artık, İskoçya’daki kimi doktorlar kronik sağlık sorunu olan hastalar için reçeteye doğada yapılan yarım saatlik bir yürüyüş yazabilmekte. Günlük yaşamın ritminde yeşil alanların içinde olmasak bile doğayı hayatımıza dahil etmek mümkün.

Doğadaki Son Çocuk kitabının yazarı Richard Louv doğada serbest oyun oynamanın faydalarını şu şekilde sıralıyor: “çocukların özgüvenlerini güçlendirir, duyularını canlandırır, dünyaya ve onun içinde hareket eden, görünen ve görünmeyen her türlü şeye ilişkin farkındalıklarını arttırır”.

Doğa ile düzenli temasın fiziksel sağlığa etkileri bir yana çocukarın bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimine katkıları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Doğayla temas duyuları harekete geçirir; “otomatik pilot”tan çıkartarak daha farkındalıklı bir yaşama adım atmayı sağlar. Farkındalıklı yaşam ise bizi geçmişin üzüntüleri ve geleceğin kaygılarında kaybolmaktansa şimdiyi daha huzurlu ve etkili bir şekilde deneyimlememizi sağlar.
  • Doğa, merak, dikkat ve hayal gücünü güçlendirir; alçakgönüllülük, şefkat, tevekkül ve şükür gibi değerleri içselleştirmeye yardımcı olur.
  • Doğa döngüsü acele ettirilemez, atılan bir tohumun sonuçlarını almak için beklemek gerekir. Bu nedenle, çocuktaki sabır ve hazzı erteleme becerisinin gelişmesine katkı sağlar. Hazzı erteleyebilme becerisinin ise çocukluktan edinildiğinde yetişkinlikte hem akademik hem de iş hayatında başarıyı arttırdığı birçok araştırmayla desteklendiği bilinmektedir.
  • Son olarak, çeşitlilik içeren büyük bir ekosistemin parçası olmanın verdiği bilincin hem çevresel hem de toplumsal duyarlılığı ve sorumluluk hissini arttırması beklenir.Hazır havalar da ısınmışken kendimizi en yakın yeşil alana atarak zamanı yavaşlatmak, etrafımızdaki güzelliklerin farkında varmak ve hem kendimizle hem de doğayla bağlantı kurarak iyileşmenin tam zamanı değil mi? Toprağa dokunmak, bir ağaçla tanışmak, gökyüzündeki bulutları selamlamak aslında çok basit.Doğanın iyileştirici gücünü kullanmaya rehberlik eden kaynaklar:Doğadaki Son Çocuk – Richard Louv (Tübitak Yayınları)
    Oyun Arkadaşım Yeryüzü – Jennifer Ward (Sineksekiz Yayınları)
    Bir Kurbağa Gibi Sakin ve Dikkatli – Eline Snel (Pegasus Yayınları)
    Ey Travma Bizden Uzak Dur! – Peter Levine & Maggie Kline (Doğan Kitap)
Bir Yorum Ekleyin
Doğanın Rehberliğinde Kendine Güvenen Çocuk Yetiştirmek“Çocuk Gözüyle Sinema” Atölyesini Gerçekleştirdik

Yorumunuzu Yazabilirsiniz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir